Logo
TR
Loading...

Bölüm 5

Skandalın ilk fısıltısı, mum ışığında dönerek Maelis’in tenine soğuk bir dokunuş bırakıyor; ama o, bunu belli etmemekte kararlı. Balo salonunun kenarında duruyor, erimiş kırmızı ipek vücudunu sarıyor, kolları koruyucu bir şekilde göğsünde kavuşturulmuş, kalabalığın Arkyn Lysander’ın son kadeh kaldırışında nasıl kıvrıldığını izliyor. Çenesi yukarıda, meydan okurcasına; ama gözleri yorgunluğunu ele veriyor—altlarındaki mor gölgeler, haftalardır süren uykusuz umut ve korkunun kanıtı. Vücutların arasındaki kafesin ötesinden Seria’nın bakışını yakalıyor ve titrek, küçücük bir gülümsemeyle karşılık veriyor; cilalı zemini aşıp kızını güvenliğe çekip almak için yanıp tutuşuyor.

Renn, şampanya kokulu grupların arasından üniformasıyla süzülüyor; gömleğinin beyazı bronz tenine keskin bir tezat, çenesi inatla kilitli. Koyu saçları dağınık, bir tutamı kaşının üzerine düşmüş, Maelis’e yaklaşırken kalbi kaburgalarına yumruk gibi çarpıyor. “Biliyorlar,” diye fısıldıyor, ona dokunmadan ama parfümüyle kendi kokusunun birbirine karışacağı kadar yakın durarak. “Dedikodu yayıldı. Seria—” Kızın adı boğazında düğümleniyor, o yumuşak kahverengi gözlerinde korku parlıyor.

Maelis’in maskesi çatlamak üzere. “Ne yapmam gerektiğini söyle,” diyor, sesi incecik, ham bir iplik gibi; dirseklerine bastıran elleri bembeyaz. Ama Renn cevap veremeden kalabalık açılıyor. Sylith beliriyor, simsiyahlar içinde keskin, vücudunun her çizgisi net, gözleri çatışmayla gümüşlenmiş. “Onu hemen götürmelisin,” diyor, sesi neredeyse bir nefes kadar kısık. Dudakları gergin, ama soğukkanlılığının kenarında titreyen bir şefkat var; Maelis’in inanmak isteyip de inanamadığı bir şey.

Salonun öbür ucunda Leor izliyor—kobalt yeleği biraz dağılmış, kravatı kaymış, şakaklarından bir ter damlası süzülürken titreyen elleriyle kadehleri dolduruyor. Sözlerindeki kahkaha çoktan sönmüş; Maelis’in bakışını yakaladığında geriye sadece kırılgan bir endişe kalıyor, dili gerginlikle alt dudağını yalıyor. Sonra, gece ilerleyip Leor yaralı ve sarhoş bir halde onu arka koridorda yalnız bulduğunda, aralarındaki hava yasla ağırlaşıyor. “Yardım etmeme izin ver,” diye yalvarıyor, sesi çatallaşıyor. “Daha önce söylemeliydim—seni düşünmeden edemiyorum.” Bu itiraf, aralarındaki gerginliği kırıyor; Maelis’in eli onun yanağına uzanıyor, minnetten fazlasını taşıyan bir dokunuşla. Leor ona yaslanıyor, çaresizce, dudakları arayarak. Bir anlığına Maelis teslim oluyor—ipeğinin altında ten tene, nefesleri sıcak. Ama sonra kendini geri çekiyor, suçluluk gözlerinde parlayarak Leor’un umudunu yıkıyor.

Renn beliriyor, omuzları gergin, yüzünde kıskançlık bir an parlayıp sonra bastırılıyor. “Maelis, gitmemiz gerek. Şimdi.” Koluna uzanıyor, sahiplenici, koruyucu. O anda Renn’in eski sevgilisi, buz mavisi elbisesiyle gölgelerden çıkıyor—alaycı bir sırıtış, gözlerinde eski bir rekabetin parıltısı. “Bunun için her şeyini kaybetmeye değer mi?” diyor, sesi keskin ve kan kokusuna susamış. Renn’in çenesi kilitleniyor; Maelis omuzlarını dikleştiriyor, geri adım atmayı reddediyor ama meydan okumasının altında korku kaynıyor.

Balo salonu fısıltılarla çalkalanırken, Arkyn’in sesi gürleyerek tüm bakışları topluyor. Haber yayılmış, Maelis yargı ve tehdit arasında köşeye sıkışmış. Bütün geceye tutunarak dayandığı güç, sonunda titriyor. Arkasında bir yerden, Sylith’in eli Maelis’in sırtında beliriyor—sağlam, destekleyici, kelimesiz bir vaat: Yalnız değilsin.

Mermer zeminin ötesinde, Seria’nın küçük yüzü kaosun içinde beliriyor—artık sırrı tüm dünyanın önünde, savunmasız.

Devam edecek...

Kadife Fay Hatları

63%
Kadife Fay Hatları: Duygusal Aşk Romanı Online Oku