Logo
TR
Loading...

Bölüm 5

Selene, masanın kenarına tünemiş oturuyor; siyah kotunun dizleri yırtık, botlarının topukları sandalyenin ayağına takılmış, kolları göğsünde sımsıkı kenetlenmiş. Çenesi kilitli, dudakları ısırmaktan yara olmuş, bir gözünün kenarında silik bir rimel izi—kimsenin görmediği, dün geceki ağlamanın sessiz kanıtı. Ekip etrafında dolaşıyor; kahkahalar, klavye tıkırtıları uzakta, önemsiz. Orien içeri giriyor, kolları sıvalı, saçları karanlık ve dağınık bir hale gibi. Kaşının üstündeki yorgun çizgi yumuşak ama duraksıyor—gözleri Selene’nin kapanmış duruşuna, sessizliğinin keskinliğine takılıyor.

Günlerdir ona ulaşmaya çalışıyor. Şimdi, yaklaşıyor; sesi yumuşak, dikkatli. “Selene… hey. Özür dilerim—” Özür havada asılı kalıyor, bükülüp dönüyor. Selene başını kaldırmıyor ama parmak eklemleri bembeyaz.

“Yapma,” diyor, sesi keskin ama titrek. “İnsanların seni parça parça etmesine izin veriyorsun, farkında mısın?” Sözlerinde acı bir mizah var ama altında, yalvarış açıkça hissediliyor. Orien’in göğsünde kendi suçluluğu kaynıyor. Bir adım daha yaklaşıyor, onun seviyesine iniyor; dizleri neredeyse birbirine değecek, gece yarısı yorgunluğunun ve söylenmemişlerin dar yörüngesinde.

Selene telefonunu ona uzatıyor—kılıfı çizik, ekranda açık notlar. “Ne kadar zavallı olduğumu görmek ister misin? Oku,” diye tükürüyor kelimeleri. Orien tereddüt ediyor, sonra dikkatlice kaydırıyor ekranı, parmakları titrek. Kelimeler çıplak, sarsak itiraflar:

Kollar istiyorum, boş yataklar değil.

Birinin kalmasını istiyorum.

Orien yüksek sesle okuyor, sesi kısık, kenarları pürüzlü. Selene yüzünü çeviriyor ama yanağından bir damla yaş süzülüyor, mavi monitör ışığında bir an parlıyor. “Zavallı değilsin,” diyor Orien, sesi çatallı. “Dürüstsün. Benim olamadığım kadar.” Elini tutuyor—Selene izin veriyor sonunda, avucu soğuk ve nemli olsa da.

Bir sessizlik uzuyor aralarında, ağır ve yakın. Selene eğiliyor, alnı neredeyse Orien’in omzuna değecek; nefesleri birbirine karışıyor. “Bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum,” diye fısıldıyor. Orien gözlerini kapatıyor, yüzündeki çizgiler yumuşuyor. “Ben de bilmiyorum. Ama denemek istiyorum—eğer izin verirsen.”

Ofisin öbür ucunda Marin Perce izliyor. Gömleği boğazına kadar ilikli, dar siyah pantolon, yüzü okunmaz—sadece gözleri hareket ediyor, cam gibi keskin, kırılganlığı ve bağı kataloglar gibi izliyor. Marin’in dudakları hayalet gibi bir gülümsemeyle kıpırdıyor, sonra kimseye görünmeden kayboluyor.

Bu sırada, Lysa’nın duvarları çatırdıyor. Cam ofisinde gözlerini kapatmış, omuzları gergin, nefesi boğazında düğümlü. Masasına kapanmış, ceketi bir kenara atılmış, saçları yüzüne dökülmüş. Pişmanlık ve suçluluk göğsünde dönüp duruyor; kendi yansımasına bakıyor—hayalet gibi, gözleri yaşlı, çenesi kilitli. Yalanlarının ağırlığı onu sandalyeye bastırıyor; bir anlığına, küçülmüş, kaybolmuş gibi.

Sonra, koridor bomboşken Lysa Orien’i yakalıyor—gömleği dışarıda, kravatı gevşek, gözleri kan çanağı ve arayışta. Onu bir toplantı odasına çekiyor, titreyen parmaklarla kapıyı kilitliyor. “Aynı hataları tekrar tekrar yapıyoruz,” diye fısıldıyor, Orien’i duvara yaslayarak. Dudakları onun dudaklarını buluyor, çaresiz ve acımasız; Orien teslim oluyor—elleri Lysa’nın saçlarında, onu kendine çekiyor. Her hareketlerinde öfke ve özür var; Lysa Orien’in dudağını ısırıyor, Orien’in elleri Lysa’nın bluzunun ipeğinde yumruk oluyor. İsyanla teslimiyet arasında bir yerde, birbirlerine sarılıyorlar, inliyorlar, titriyorlar; yeniden, yeniden kendilerini kırdıklarını bile bile.

Sonrasında, nefes nefese ve yanakları kızarmış, Lysa yüzünü Orien’in boynuna gömüyor. “Bırakamıyorum,” diye itiraf ediyor, sesi boğuk, utanç dolu. Orien’in kolları sıkılaşıyor—ama gözleri kapıda, orada olmayan bir şeyi arıyor.

Selene, dinlenme odasında daireler çizerek volta atıyor; elleri titriyor, gözleri vahşi. Neredeyse koşacak—ta ki Marin gölgelerden çıkıp, sesi alçak ve tuhaf bir şefkatle, “Dikkat et, Selene. Burada sırlar gömülü kalmaz,” diyene kadar. Marin’in bakışı üzerinde geziniyor, ürpertici, sonra yumuşuyor. “Dürüstlüğün nadir—koru onu.”

Verity’de sessiz ama yaklaşan bir fırtına kıvılcımlanıyor. Kimse kod açıklarından ya da Lysa’nın titreyen eliyle bozduğu dosyalardan bahsetmiyor. Suçluluk ve özlem, floresan ışıkların altında asılı kalıyor.

Gece yarısı geldiğinde, liderlik kutusuna isimsiz bir e-posta düşüyor. Yıkıcı—ekli tablolar, toplantı dökümleri, kanıtlar. Lysa’nın sahte rakamları, herkesin gözü önüne seriliyor.

Devam edecek...

Doğaçlama Değişkenler

63%
Doğaçlama Değişkenler: Duygusal Romantik Drama