Bölüm 6
Calise, bol dökümlü gri eşofmanlarıyla pencerede duruyor; köşeli silueti, sokak lambasının sarı ışığında belirginleşmiş. Kolları göğsünde sımsıkı, çenesi kilitli, gözleri cam gibi donuk ve boş. Arkasındaki kanepe, dağınık kağıtlar, boş kahve kupaları ve yalnızlığını bastırmak için gelişigüzel bırakılmış eşyalarla dolu. Kapı çalındığında—iki kez, çok hafif, sonra üçüncü bir vuruş—Calise dönüyor; kalbi aynı anda hem umut hem korkuya itiliyor. Kapıyı aralıyor. Sionel karşısında; saçlarında ve kirpiklerinde yağmur damlaları parlıyor, siyah gömleği göğsüne yapışmış, tamamen kaybolmuş gibi görünüyor. Yüzünü arıyor, sesi neredeyse bir fısıltı: “Başka gidecek yerim yoktu.”
Hiçbir şey söylemeden içeri alıyor onu. Kapı kapanıyor, dış dünya geride kalıyor. Calise’in parmakları titriyor, karışık saçlarını kulağının arkasına atarken. Sionel önce tutuk hareket ediyor, gözlerinin kenarı ağlamaktan kızarmış, çantası elinde, parmakları bembeyaz. Yan yana duruyorlar, aralarındaki gerilim elle tutulur gibi, nefesleri sığ. “Yorgun görünüyorsun,” diyor Calise, sesinde alışık olmadığı bir yumuşaklık. Sionel neredeyse gülüyor ama sesi boğazında çatlıyor. “Yorgunum,” diyor, onu süzerken—siyah atletiyle belirgin köprücük kemiği, yara izli ellerinin kollarına gömülüşü.
Sessizlik. Sonra Calise birden ona uzanıyor; dokunuşunda özlem, acı saklanamaz. Sionel, kollarına sığınır gibi sendeleyerek yaklaşıyor. Calise onu öpüyor; önce sert, sonra daha nazik, dudaklarında tuz ve özlem tadı. Sionel teslim oluyor, bedenleri birbirine yapışıyor, yalnızlık ve ihtiyaçla dolu. Calise’in parmakları saçlarına gömülüyor, onu kendine çekiyor, nefesleri birbirine karışıyor; sürtünmeye, unutmaya açlar. Sionel’in elleri Calise’in tişörtünün altına kayıyor, belini izliyor. Calise öpücüğü yarıda kesiyor, gözleri ateşli, sesi titrek: “Bunun hiçbir şeymiş gibi davranma. Benimle, olmaz.” Sionel, çenesini avuçluyor, sesi kısık ve çıplak: “Artık yalan söyleyecek gücüm yok.”
Kıyafetler aceleyle, beceriksizce yere düşüyor. Kanepe ağırlıklarını taşırken inliyor, kağıtlar etrafa saçılıyor, Sionel’in dudakları Calise’inkilere çarpıyor. Calise, adını bir meydan okuma gibi fısıldıyor, bacakları birbirine dolanıyor, sırtı geriliyor, her aç gözlü öpücükte savunmasızlığı ortaya çıkıyor. Sionel’in elleri, sanki kaybolacakmış gibi, onu sımsıkı tutuyor; Calise’in tırnakları omzunu çiziyor. Bir anlığına, ikisi de rol yapmıyor—sadece iki yaralı kalp, birbirine çarpıyor. Sionel, Calise’in kokusunu içine çekiyor, bedenleri aynı ritimde hareket ediyor; yas ve özlemin kesik kesik dansı. Calise, alnını Sionel’inkine yaslıyor, gözleri sıkıca kapalı, eski anılara karşı; gündüz asla söyleyemeyeceği kelimeleri dudaklarında sessizce mırıldanıyor.
Sonrasında, teninde ter, çarşaflar karmakarışık, Calise yan yatmış, dizleri karnına çekili. Sionel, yatağın ucunda oturuyor, çıplak göğsü düzensiz inip kalkıyor, gözleri boşluğa saplanmış, hayalet gibi. Yıllar sonra ilk kez, Calise kendini saklamadan gösteriyor ona—kirpiklerinde yaş, dudakları aralık, yavaş bir nefes veriyor. “Kal?” diye fısıldıyor. Sionel’in boğazı düğümleniyor, sesi boğuk: “Kim olduğumu bilmiyorum, Calise.” Calise, temkinli bir dokunuşla, elini onun bacağına koyuyor. “Burada kırık ol. Sadece bu gece.”
Şehir camlarında günün ilk ışığı, şafağın acısını derinleştiriyor. Calise uyandığında, Sionel çoktan oturmuş, sessizce gömleğini titreyen parmaklarla giyiyor. Calise bakıyor, yüzünde pişmanlık mı umut mu arıyor, ama sadece yorgunluk buluyor. Sionel kalkıyor, gitmeye hazırlanırken içinde suçluluk ve arzu çarpışıyor. Eğilip Calise’in gözlerine düşen saçlarını nazikçe geriye atıyor, bir an duraksıyor, sonra alnına bir öpücük konduruyor. Geri çekilişinde bir veda var. Calise, ona kal demek, bir şeyler söylemek için ağzını açıyor ama kelimeler dilinde eriyor.
Sionel anahtarlarını ararken yeni bir mesaj geliyor. Ekranda Draeya’nın adı yanıp sönüyor, mesaj: “Bırakma, yok etmesinler beni. Lütfen.” Sionel donup kalıyor, yorgunluğunun arasından korku sızıyor; Calise ise nefesini tutmuş, farkında olmadan dünyalarının bir kez daha kırılışına tanık oluyor.
Devam edecek...